Her nereden geldiyse bu görünmez sinsi kural hayatımızı kemirip durup duruyor: “Suratsızlık.”
TV’deki dizilere bakıyorum arada, beş dakika dayanamıyorum, onlar bile suratsız ve olumsuz düşüncelerle dolu karakterler üzerine kurulu, sürekli bir negatif etkileşim var toplum üzerinde ve insanlar da bu etkileşimi kabul ediyorlar işin kötüsü… Kendilerini buna açıyorlar. Gülmek, neşelenmek yasak, film izlerken gülebilirsiniz ama o zaman serbest. Bir arkadaş muhabbetinde içten bir kahkaha atmak ise garipsenme nedeni, “N’oluyor?” bakışları yayından alelacele fırlayan oklar gibi gelir üzerinize… Aslında onlara şunu demek lazım: “Asıl size ne oluyor? Gülen bir insana tahammül edememek nasıl bir sorunlu ruhun belirtisidir?”
Negatif insanların en çok söyledikleri sözler: “Olmaz!, Yapamazsın!, Beceremezsin!, Sen o kadar zeki değilsin ki!, Neden gidip maaşı garantili bir iş bulmuyorsun?, Anlattıkların çok saçma!, Bak yaptıklarınla nasıl dalga geçiyorum, başkaları kimbilir ne der nasıl dalga geçer?, Otur yerinde ne gerek var?, Olsaydı şimdiye kadar yaparlardı zaten demek ki neymiş olmazmış, Kendini ne sanıyorsun?” ve benzeri yaralayıcı cümleler… Mutlaka duymuşsunuzdur hayatınızın bir yerinde, hatta belki çok daha fazla… Gerçekçi, altı dolu, iyi niyetli ve yapıcı eleştirilerden bahsetmiyorum, aşağılayıcı-küçük gören, altı-üstü olmayan boşboğazlıklardan söz ediyorum.
Bu negatif insanlar; kendileri dahil kimseye kolay kolay katlanamazlar, ruhları bezgindir, korkaktır, tembeldir, umutsuzdur ve nerede canlı bir ruh görseler kendilerine benzetmeye çalışırlar, sürekli iğneli laflar ederler ve canınızı yakmaya, sizi yapacaklarınızdan alıkoymaya çalışırlar, bazen bunu bilinçaltlarında bilinçli ama üst bilinçlerinde bilinçsizce yaparlar ki bunlar en tehlikelileridir, çünkü kronik zarar üretirler.
Bilinçli yapanlarsa daha önce belirttiğim gibi tek nedenle yaparlar: Daha iyi olmanızı istemezler! Çünkü daha iyi olan her insan, daha kötü olanın daha iyi olmadığını vurgular. Bazıları bunu, “kıskançlık doğamızda var, normal bir şey” ya da “Ben sadece seni korumaya çalışıyorum” diyerek, insanlar üzerindeki negatif etkilerine kılıf (bahane) yapmaya çalışır. Böylece verdiği zararı meşru kılıp devam edebileceklerini düşünürler.
İçinizdeki aydınlığı başkalarının yok etmesine izin vermeyin ama siz de başkalarınınkini yok etmeyin. Sorunu tespit edin ama sonra çözüme odaklanın. Size köstek olanlarla ya iletişiminizi stratejik bir şekilde sınırlayın ve onların kafanızdaki anlamını yeniden oluşturun ya da kesin gitsin. Hayatınıza bakışınızı değiştirin.
Size karanlığını sunan değil aydınlığını sunan insanlara yönelin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder